Sosyal medyada yayılan “tavuk tüketmek erkekleri dişileştirir” iddiasına uzmanlardan yanıt geldi. Bu iddianın bilimsel bir karşılığı olmadığına dikkat çeken uzmanlar, tavuk etinde hormon kullanımının hem yasak hem de teknik olarak mümkün olmadığına dikkat çekti.
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada bir diyetisyen “Tavuk hormonal dengeyi bozdu. Erkeklerde testosteronu düşürdü, östrojeni artırdı” açıklaması yaptı. Ancak gündeme gelen “tavuk tüketmenin erkekleri dişileştirdiği” yönündeki bu iddialar, uzmanlara göre bilimsel bir temele dayanmıyor. Üroloji, endokrinoloji ve gıda güvenliği alanında üç farklı uzmana sorduk. Aynı noktada birleşen uzmanlar, “Tavuk etinde hormon yok, erkeklerde dişileşmeye yol açmaz” dedi.
GIDA MÜHENDİSİ: HORMON VE ANTİBİYOTİK KULLANIMI YASAK
Gıda Mühendisi Ebru Akdağ, sosyal medyada sıkça paylaşılan “tavukta hormon” söylentilerinin teknik, ekonomik ve bilimsel açılardan gerçekçi olmadığını ifade etti.
Akdağ, “Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yayınına göre de Türkiye’de yetiştirilen kanatlı hayvanlarda hormon kullanımına bugüne kadar rastlanmamış ve bu konuda yetkili kurumlar tarafından tek bir vaka dahi rapor edilmemiştir” dedi.
Akdağ, dünya çapında birçok ülkedeki yasal düzenlemelerin kümes hayvanı eti üretiminde büyüme hormonları kullanımını yasakladığını belirterek, “Kanatlıların büyümesi amacıyla ne dünyada ne ülkemizde kullanılan bir hormon ve uygulaması yok. Türkiye’de de dünyada olduğu gibi kümes hayvanlarında büyüme amaçlı hormon ve antibiyotik kullanımı yasaktır. Ayrıca modern kanatlı endüstrisinin küreselleşmiş yapısı nedeniyle, ticari firmalar sadece ulusal değil, uluslararası gıda güvenliği standartlarını da yerine getirmek zorunda” ifadelerini kullandı.
HORMONLU TAVUK ŞEHİR EFSANESİ Mİ?
Tavuklarda büyüme amaçlı hormon kullanımının yasak olmasının; uygulamanın önündeki tek engel olmadığına açıklık getiren Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu aynı zamanda kârsız ve etkisiz bir yöntemdir. Diyelim ki yasak olması yeterince güçlü bir kanıt değil. Yine de kümes hayvanlarında hormon kullanımı bir hurafe olmaktan öteye gidemiyor; çünkü bu hem teknik hem de maliyet açısından rasyonel görünmüyor. Dünyada tavuklarda hormon kullanımıyla ilgili yapılan araştırmalar, hormonlardan beklenen sonuç alınmasının pek de mümkün olmadığını ortaya koyuyor. Şöyle ki, büyüme hormonlarında yemlere karıştırarak bir etki elde etmek mümkün değil; çünkü bunlar mideye ulaştıklarında parçalanarak etkisiz hale geliyor. Bu nedenle etkisini görebilmek için bunların hayvana enjekte edilmesi gerekir. Hem de her gün ve günde bir defadan fazla. Binlerce tavuğun olduğu üretim hanelerinde her gün, birer defa dahi olsa her bir tavuğu yakalayıp enjeksiyon yapmak imkansız.”
“BÜYÜME HORMONU İMPLANTININ TAVUKLARDA ETKİSİ YOK”
Büyüme hormonu implantlarına da değinen Akdağ, “Hayvanlara verilen doğal veya sentetik büyüme hormonlarını içeren implantlardır. Bu hormonlar, genellikle sığır ve koyunlarda ve hayvanların büyüme hızını ve et üretim verimliliğini artırmak için kullanılır. İmplantlar, hayvanın kulak arkası derisine yerleştirilir ve hormonun yavaş yavaş salınmasıyla etki gösterir. İmplantlar genellikle, hayvanın yaşına ve cinsiyetine bağlı olarak birkaç aydan birkaç yıla kadar etkili olabilir. Besi sığırlarının aksine tavuklar cinsel olgunluğa (yaklaşık 6-9 hafta) erişmeden önce pazarlandıklarından büyüme hormonlarının onlar üzerinde hiçbir fizyolojik etkisi yoktur. Dahası sığır ve koyunlarda, steroid hormonları (östrojen ve androjenler) büyümeyi destekleyici önemli etkiler göstermiştir; ancak genç civcivlerde bu etkiler görülmez. Yapılan araştırmalar da aslında androjenik steroidlerin tavuklarda büyümeyi engellediğini göstermiştir” dedi.
Gıda mühendisi Akdağ, tavukta büyüme hormonu kullanıldığında maliyetin de oldukça yüksek olacağına dikkat çekerek, sözlerine şöyle devam etti: “Fiyatı katlanan tavukları satacak müşteriyi bulmak da, en iyi niyetli ifadeyle kolay olmayacaktır.”